Kaos Teorisi ve Düzen, İnsanların sürekli zıt olarak kabul ettiği bazı şeyler vardır. Savaş ve barış gibi, halbuki barış sadece insanların savaşmak için güç bulacak süreye sahip olmasıdır. Aynı şekilde kaos ve düzeni örnek gösterebiliriz. Eğer bir yerde kaos varsa, düzen bozulmuş ve tekrar sağlanması gerekir diye düşünür insanoğlu. Düzen denilen şeyin aslında kaos çıkarmak için ortam hazırlamasını ya da tam tersi bir yerde kaos çıkarmadan başka bir yerleri düzende tutamayacağını anlayamaz.
STRATEJİK PSİKOLOJİ
Bu insanoğlunda psikolojik bir dürtüdür esasen. Bedenimiz yeteri kadar besin almadığında, gereğinden fazla stresle yüklendiğinde ya da tehditte hissettiği durumlarda bazı kimyasal reaksiyonlar göstererek hormonlarımızda ve psikolojimizde kaos çıkarır ki beyin bunu algılayıp işleri düzene koyabilsin.
Bu nadir durumlarda bedene zarar verecek şekilde gerçekleşir. Aksi durumlarda bu kaos her zaman bizi incitmeyecek şekilde tabiri caizse küçük yerlerde meydana gelir. Bu yüzdendir kaos ve düzen aslında iki kardeştir. Birisi olmadan diğerini sağlayamazsın. Büyük devletler de bunu kullanmıştır çoğu zaman küçük devletleri kontrol altına almak için, ‘bir bölgeye kaos götür ki çevresinde huzuru koruyan yine sen ol’ her zaman kullanılan bir psikolojidir aslında insanoğlu tarafından.

Aşkta, savaşta, barışta ya da birini ikna etmek istediğinde. Eğer kurtarıcı rolü üstlenmek istiyorsan bir yerlerde karışıklık çıkarman gerekir. Bu çoğu zaman masum olan bir şeydir ama bu psikoloji stratejik bir hamleye dönüştüğü zaman, kötü insanların elinde bir yıkım silahına dönüşür. Çeşitli terör ve ekonomik saldırılarla yıkılmaya yüz tutmuş devletlerde kaos çıkarıp çevresinde huzuru sağlamak davası para olan herkes için kurtuluş yolu olmuştur.
TARİH SAYFALARI
Bu psikolojik stratejinin en büyük kayıplarından biri ve en kapsamlısı belki de 11 Eylül 2001’de Amerika Birleşik Devletleri’nde meydana gelen ve sonucu daha sonra birçok ülkeye sıçrayıp milyonlarca insanı aç bırakacak ve bir o kadar insanı yerinden, yurdundan edecek olan tarihe ‘ikiz kuleler saldırısı’ olarak geçen olaydır.
ABD bu saldırı sayesinde Irak, Suriye gibi ülkelere askeri birlikler gönderecek, bu ülkelerde kaos çıkararak Ortadoğu’da bir nebze kontrol sağlamaya çalışacak, burada meydana gelen çeşitli terör örgütleri sayesinde daha birçok ülkede kaos çıkaracak, kitlesel göçlere, açlıktan ölümlere ve daha birçok katliama yol açacak sürece imza atacaktır.
Bu saldırı sayesinde Türkiye Cumhuriyeti büyük bir göç dalgası ile karşılaşacak ve bu göç dalgası beraberinde bazı kültürel sorunlara yol açacaktır. Yine bu saldırı tarih sahnesinde Müslümanların terörist olarak görünmesine, Avrupa ülkeleri ve birçok ülkenin İslamafobi ile tanışmasına ve bu ülkelerde Müslümanlara hak mahrumiyetine varacak şekilde tedbirler uygulanmasına neden olacaktır.
Bütün bu kaos perdesinin altında düzeni sağlama bahanesi yattığı için dünya devletleri bu hareketlenmeyi destekleyecek ve hatta başarılı olması için de destek verecektir.
TEKERRÜR SORUMLULUĞU

Tarih sayfaları sayısını dahi bilmediğimiz bunun gibi örneklerle doludur. Bir içgüdüsel dürtü olarak her zaman düzeni böyle sağlamak isteyen insanoğlu çoğu zaman bu psikolojik stratejiyi yanlış anlamış ve stratejik hamle adına sivil zaiyatlara göz yummuştur.
Tarih tekerrürden ibaret midir bilinmez ama başlamadan bitirilmek istenen savaşlar her zaman sivillerin feda edildiği veya kullanıldığı durumlarda mümkündür, aksi halde barış için tek yolun savaş olduğu durumlarda büyük devletler tarafından düzen maşası olarak kullanılan ülkelerin yardım çağrılarına göz yumduğumuzda en az o devletler kadar suçlu oluruz.
Sivil zaiyatlardan en az bunu yapanlar kadar mesul oluruz. Kültüründe barış bozulmadan savaş çıkarma ahlakı olmayan bir millet olduğu kadar savaş çıktığı zaman ondan kaçmayan bir millet sıfatını taşıdığımızı unutmamalı, tarihin tekerrür akışını bizim sorumluluklarımızın belirleyeceği gerçeğine göz yummamalıyız.
Bu yazımızda sonuna geldik. Daha fazla bu tarz yazılarımız için İNTERNET EVRENİM Sitemize göz atabilirsiniz.